Sularda ‘vibrio’ uyarısı: ‘İçme ve kullanma suyu standartlara uygun olmalı’

Marmara, Ege ve Akdeniz’in sularında geçtiğimiz günlerde kolera hastalığına neden olabilecek vibrio bakterisi tespit edildi. Vibrio özellikle tehlikeli olan “kolera” bakterisinin alt türü olarak da biliniyor. Bu bakteriler organizmaya girdiğinde ağır ishal ve kritik derecede susuzluk ile seyreden koleraya neden olabilir.

Bakterinin belirlenmesi üzerine açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, “Vibrio kaynaklı herhangi bir hastalık vakası tespit edilmediğini” duyurdu.

‘SU KESİNTİLERİ RİSK YARATIR’

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, olası bir salgına neden olabilecek vibrio bakterisini ve alınması gereken önlemleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Hastalıktan korunmanın en etkili çözümünün hijyen kurallarına uymak olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Hastalığın en önemli belirtisi aşırı sulu miktardaki ishal. Hastalık kısa bir süre sonra yataktan kalkamayacak şekilde vücuttan su kaybına, ishal nedeniyle neden oluyor. O yüzden hızlıca tedavi edilmesi gerekir. Tedavi edilebilir bir hastalık. Ancak esas mesele tabii ki önlenebilir bir hastalık olması” dedi.

Hem içme suyu hem de kullanma sularının temiz olması gerektiğine işaret eden Hamzaoğlu, barajların doluluk oranlarının azalması ile olası susuzluk ihtimalinin de tehlike oluşturabileceğini söyledi. Hamzaoğlu, “Yazın sıcağında susuzluk olduğunda, su kesintileri yoğun olduğunda, hijyen kurallarına uyulamadığında, örneğin tuvaletlerden sonra elin yıkanmaması, yemeklere oturmadan önce, herhangi bir şey atıştırmadan önce ellerin yıkanmaması gibi durumlar hastalığın yaygınlaşmasına neden olabiliyor” diye konuştu.

‘GIDA YOLUYLA BULAŞIYOR’

Gıda yoluyla da hastalığın bulaştığına değinen Hamzaoğlu, “Özellikle gıda tüketimi süreçlerinde güvenilir günlük gıdaların tüketilmesi kıymetli. Güvenilir yerlerden alınması, kapalı gıdaların tercih edilmesi, beklemiş gıdalardan uzak durulması ve hazırlanma süreçlerinin tabii ki önemi var. Yemeğin hijyen kurallarına uygun bir şekilde temiz ortamlarda hazırlanması da önemli. Bir kişinin kolera olup bir gıda hazırlama bölümünde olması o gıdanın dağıldığı her yere o hastalığın yayılabilme riskini oluşturuyor” dedi.

Related Posts

Akıllı saatlerle ilgili çarpıcı araştırma: Ölçümler beklenenden farklı

Hollanda öncülüğünde yürütülen araştırmada akıllı saatlerin stres düzeyini doğru tespit edemediği ortaya konuldu.

Sürekli şişkin misiniz?

Gaz, şişkinlik, kramp, kabızlık, ishal… Bunlar yalnızca sindirim sistemiyle ilgili değil. Bazen yediğiniz şey değil, yediğinizi parçalayanlar sorumludur: Bağırsak bakterileri. Doğru beslenseniz bile “su bile şişiriyor” hissi geçmiyorsa, sorun sizin değil içinizdeki mikroskobik kalabalığın dengesi olabilir. İşte “disbiyoz” denen durum tam da bu.

Suyun olduğu her yerde bulunabiliyor! Hastalığına karşı klima bakımını ihmal etmeyin

Lejyoner hastalığının, özellikle yaz aylarında suyla çalışan sistemlerde rahatlıkla üreyebildiğine dikkat çeken Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, özellikle yaz aylarında klima kullanılan ortamlarda üreme ve yayılma ihtimali bulunan, Lejyoner hastalığına neden olan Legionella bakterisinin bulaşma yolları, belirtileri, risk grupları ve önlenme yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Hekimlerin yükü artarken Bakanlık övündü: ‘OECD’nin iki katı hasta bakıyoruz’

Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, hekimlerin OECD ortalamasının iki katı hasta baktığını belirtirken, sağlık sisteminde birinci basamağın güçlendirilmesi ve randevu sistemindeki aksaklıkların büyük oranda giderildiğini savundu. Birinci, yurtdışına giden doktor sayısından daha fazlasının Türkiye’ye döndüğünü de ifade etti.

Kahvaltıda yiyenin zekası tavan yapıyor! Çinlilerin sırrı, Karatay’ın favorisi, süper besin

Sağlıklı beslenme denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Prof. Dr. Canan Karatay, yıllardır beslenme alışkanlıklarımız konusunda ezber bozan önerileriyle dikkat çekiyor. Kendisi, yaşına rağmen dinç ve sağlıklı bir yaşam sürmesiyle de söylediklerinin en büyük kanıtı. Peki, Canan Karatay’ın kahvaltı önerileri neler?

Türkiye’de geçen yıl anne ölüm oranı yüz binde 11,5’e geriledi: En düşük seviye

Sağlık Bakanlığı, 2024’te anne ölüm oranının yüz bin canlı doğumda 11,5’e düştüğünü ve bu değerin Türkiye’de bugüne kadar kaydedilen en düşük oran olduğunu açıkladı. Bebek ve 5 yaş altı ölüm hızlarında da düşüş yaşandı. Açıklamada, bu başarıyla 2025 hedeflerinin aşıldığı belirtildi.