2021 yılında yayımlanan “Why are some people more jealous than others? Genetic and environmental factors” (Bazı insanlar neden diğerlerinden daha kıskançtır? Genetik ve çevresel faktörler) isimli makale kıskaçlığa yönelik çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Bireylerin romantik kıskançlık düzeylerindeki farklılıkların nedenlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan bu makale, özellikle, bu farklılıkların genetik ve çevresel faktörler tarafından ne ölçüde etkilediğini tespit etmeyi amaçlıyor.
Bulgulara atlamadan önce araştırmanın nasıl bir metodoloji izlediğini inceleyelim.
Araştırma, Finlandiya’daki ikizler ve kardeşler üzerinde gerçekleştirilmiş ve toplamda 18-58 yaş arasındaki 7726 katılımcıya yer vermiştir.
Bu katılımcıların 5660’ı ikiz, 2062’si kardeş olup, 4 katılımcının durumu bilinmemektedir.
Araştırma kapsamında, romantik kıskançlık, partnerinin çekicilik düzeyi, partnerinin güvenilirliği, sosyoseksüel yönelim, aldatılma durumu gibi değişkenlere odaklanılmıştır.
Araştırmada kıskançlık üzerindeki genetik, paylaşılan (aile ortamı, ebeveynlerin ilişki beklentileri) ve paylaşılmayan çevresel etkileri (romantik ilişki deneyimleri, bireyin kendini partnerine kıyasla nasıl gördüğü, partnerin güvenilirliği, sosyoseksüel yönelim,aldatma deneyimleri) tespit etmek amaçlanarak çeşitli istatistiksel analizler gerçekleştirilmiştir.
Peki bulgular ne diyor? Kıskançlığın bir kısmı kalıtsal!
Kıskançlık düzeylerinin %29’u genetik faktörler tarafından, geri kalanı ise paylaşılmayan çevresel etkiler tarafından açıklanmaktadır.
Aile ortamının (paylaşılan çevresel etkiler) kıskançlık üzerinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır.
Cinsiyet açısından bakacak olursak kadınların, erkeklerden daha yüksek bir kıskançlık düzeyine sahip olduğu belirtiliyor.
Fakat kıskançlığın genetik ve çevresel etkileri cinsiyet açısından bir fark göstermiyor. Yani hem erkeklerde hem de kadınlarda kıskançlık benzer genetik ve çevresel faktörlerle şekilleniyor.
Geçmişte veya mevcut ilişkilerinde aldatılan bireyler daha yüksek bir kıskançlık düzeyine sahip.
Bireylerin, kendilerini partnerine kıyasla daha düşük seviyede görmesi ve partnerlerine daha az güvendiklerinde daha fazla kıskançlık yaşadıkları görülüyor.
Ek olarak , arzuları ve sosyoseksüel yönelimi düşük olan bireylerde de daha yüksek kıskançlık düzeyleri olduğu belirtiliyor.
Özetle, bu araştırma romantik kıskançlık düzeylerindeki bireysel farklılıkların genetik ve çevresel faktörler tarafından nasıl şekillendiğine yönelik önemli sonuçlar ortaya koyuyor.
Kıskançlık duygusunun, genetik yatkınlıklar ve bireysel yaşam deneyimlerinin bir birleşimi olduğunu ortaya koyan bu çalışmanın da her bilimsel araştırmada olduğu gibi bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında ana kütleye mâl edilebileceğini hatırlatarak içeriğimizi noktalayalım.
Bilimle ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: